Dünya’dan bir yıl daha geldi ve geçti. Bir yıl bir şerit gibi gözümüzden geçti. Dünya ömrü bir yıl daha kısaldı. Hepimiz bir yıl daha yaşlandık.
Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüzler !
İşte bir sene doldu. Saçlarımızın ak ve kar beyazladığını ve yüzlerimizin buruşuk olduğunu görüyoruz. Artık her geçen yıl çizgili yüzlerimiz aynalarda daha belirginleşiyor. Güzelliklerimiz resimlerde saklı kalıyor. Kocaman ve tükenmez dediğimiz ömrün iki göz kapağı arasındaki bir mesafe kadar olduğunu görüyoruz. Fani olan dünya hayatından ebedi olan ahiret hayatına doğru yol alıyoruz. Hepimiz ahiret yolcularıyız. İnsanoğlu ezelden ebede giden bir yolun hancısıdır.
Dünya dediğimiz hayat oyuncak, mal , makam, evlat, servet ve eğlenceden ibarettir. Şu dizelerde görüldüğü gibi ;
Ey gönül !
Bırak günler, aylar, yıllar dilediğini yapsın...
Mülk sahibi hüküm verdiğinde, gönlünü razı tut,
Gecenin ve gündüzün vakası için sabırsızlanma;
Dünya olaylarının bâkîliği yoktur .
Dünya bir garip han, bir hoyrat mekan,
İnsan bir garip varlık kabına sığmayan…
Hayat bir yudum su, bir anlık rüya…
Ömür bir kısa yol tekrarı olmayan…
Size iki şey emanet ediyorum. Biri kuran diğeri sünnettir. Bunlara dost doğru uyarsanız, doğru yoldan asla sapmazsanız diyen peygamberin yolundan gidelim. Zulmün arttığı yerde sapmalar ve sapıklık çoğalır Kullar zengin oldukça Allah' ı ve kitabı tanımaz duruma geliyor. Azmalar ve taşkınlık hat safhaya yükseliyor. Gurur ve kibir çığ gibi artıyor. Fitnelik fesatlık , gıybet ve zan kullar için vazgeçilmez duruma erişiyor.. Toplumda haramlar ve helaller yer değiştiriyor. Güzel ahlakın yerine çirkin ve kötü ahlâk kavramı hakim oluyor. Cemiyet içerisinde iblisin dostları çoğalıyor. Alimlerin kıymeti azalıyor. Para ve mülk hırsı vazgeçilmez hırs ve kine dönüşüyor. Kullar azrailleşiyor Benlik duygusu her şeyin önüne geçiyor. . Azap kullara cavip oluyor. Tövbe kapıları her daim açıktır.
İnsanlık olarak kini, nefreti , öfkeyi ve fitne ve fesatlığı gıda ve yem olmaktan çıkarmalıyız. Hiç bir ırkı , cinsi ve milleti ayıplamadan ve ayırt etmeden yaşamalıyız.
Dünyanın merkezine insanı , insanın merkezine aşkı , sevgiyi , saygıyı , hoş görüyü , muhabbeti ve dostluğu koymalıyız. Toplumun her kesimindeki gönüllere ihlas, amel ve güzel ahlakı nakşetmeliyiz. Nakış nakış güzelliği ,iyiliği ve hayrı işlemeliyiz. Alçak gönüllülüğü ve tevazuyu tüm katlamalara yaymalıyız.
Şairin ifade ettiği sevelim , sevilelim.
Mevlâ verince azma,
Geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,
Külü incitme gönül.
Adalet, hak ve hukuktan yoksun bu yeni emperyalist dünya düzeninde; göz yaşı , ızdırap , çile , ölüm ve kandan başka bir şey geriye bırakmadık. İnsanların canları üzerinden emperyalist savaşların dönemini yaşıyoruz.
2018 yılının tüm dünya milletlerine , insanlık alemine , ülkemize ve milletimize barış ve huzur getirmesini temenni ediyorum.
Barışa EVET
Savaşa HAYIR
Yuvalar yıkılmasın
Analar ağlamasın
Yavrular ölmesin
Güller solmasın
Terör bitsin
Şiddet bitsin
Adalet olsun
Hak olsun
Eşitlik olsun
Devlet, Millet, Vatan, Bayrak ve Din baki kalsın.
Yaşasın demokrasimiz
Yaşasın cumhuriyetimiz
BU ÜLKE HEPİMİZİN