PANCAR ÜRETİCİSİNE ŞOK KARAR
OHAL kapsamında kanun hükmünde kararnameyle 696 sayılı kanunla Türkiye şeker kurumu kapatılarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlandı.
Yaklaşık son iki yıldır Türkiye şeker kurumunun sorunlarına yönelik bir çözüm üretilmezken üyelerinin atamaları dahi yapılmamıştı. Tamamen siyasallaşan bir kurum görüntüsü veriyordu.
Dış mihrapların baskısıyla ve içerideki paragöz iş birlikçilerin tutarsız davranışlarıyla yerli üretimin önünü kesmek için çeşitli bahanelerle harım ve hayvancılık söndürülüyor.
Son olarak pancar üreticisi hedef alındı. Binlerce çiftçinin geçim kaynağı olan yerli ve milli üretim hedef tahtasına konuldu. Türkiye’nin bir çok bölgesinde pancar üretimi yapılırken ve on birlercesine iş , aş ve ekmek kapısı olan koca bir şeker kurumu pasif hale getiriliyor. Alt yapısı olmayan denetlemeden uzak siyasallaşan bir döneme giriyor. Hayvancılığın bittiği gibi yavaş yavaş tarımda bitiriliyor. Paraya dayalı ticaret modeliyle hazırcılık anlayışı ve ucuz gerekcesiyle ithalatın önü açılıyor. Cari açık için gayret ediliyor. C- şekeri için kısıtlama yapılıyor. C- şeker İhracatı azalıyor. Böylece döviz girişi düşüyor. Nihayetinde tarımda büyüme azalıyor.
Yıllar öncesi pancar üreticisine kotalar konulurken aynı itirazları milletimiz yapmıştı. Şimdi ise yerli üretime büyük bir darbe vuruldu. Perde arkasında bekleyen paragözlerin ithalatına izin veriliyor. Üretime kırmızı ışık, ithalata yeşil ışık yakılıyor. Nişasta bazlı şeker üretimi yapanların ekmeğine yağ sürülüyor. Kocaman pancar üreticisi yok sayılırken birkaç lobiciler korunuyor.
Sağlık acısından hiç sakıncası olmayan doğal yerli pancar üretimi azalırken ne olduğu belirsiz nişasta bazlı şekerlerin piyasalara sürülmesi son derece düşündürücü ve üzücüdür. Dünya’da ve Avrupa’nın bir çok ülkesinde rağbet görmeyen nişasta bazlı şeker tüketimi azalırken bizde son 2 yılda ithal ediliyor. Nişasta bazlı şeker üretiminde ve ithalatında ciddi artışlar görülüyor.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler acısından ekonomi ve kalkınmanın temeli tarım ve hayvancılıktır. Modern teknolojiye ilme, bilme ve çağdaş eğitime ve ağır sanayiye ulaşamayan ülkemiz acısından yerli üretimin göz ardı edilmesi son derece sosyal bir patlamaya dönüşebilir. Anadolu'da ciddi sorunlar yumağını beraberinde getirecektir.
Türkiye şeker üretimi bir öncesi yıla göre yaklaşık 800 ton azalıyor. Tokat acısından bakıldığında durum daha vahimdir. Tokat halkımın geçim kaynağının can damarı olan pancar üretiminin durumunu hiç kimse bilmiyor. Yöneticilerin ağızlarını bıçak kesmiyor. Hiçbir resmi açıklama yapılmıyor. Kuzu kuzu bu kararı uyguluyorlar. Tıpış tıpış sessiz kalıyorlar. İşte yönetici olmak için eğilirseniz böyle sesiniz kısık kalır.
Ey gafiller brokrat, müsteşar, idareci oldum diye gerile gerile koltuğunuza oturarak üst perdeden konuşanlardan tepki bekliyorum.
Emeksiz belediyeleri sömüren ve çalışmadan yıllardır maaş alan TOKAT SEVDASI altında hemşerilerini temsil ettiklerini iddia eden kuruluşların yazılı ve resmi hiçbir açıklaması yoktur. Bu kararı kınamaya dahi cesaretleri yoktur. Şehit ve gazileri üzerinden para toplayarak boy boy ülkede gezenler milli ve yerli üretim için ortalıkta görülmüyor.
TOKAT halkını tarihi bir gün bekliyor. Vekilleri, brokratları , yöneticileri, siyasiler ve sivil toplum örgütleri tarihi sınavla karşı karşıyalar. 14 ocak 2018 tarihinde Ak Parti olağan il kongresini yapmak için Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan Tokat’a geliyor. Pancar üreticisine sahip çıkmak için gereken uyarının yapılmasını temenni ediyorum.
Birlikte yerli ve milli üretimi mutlaka desteklemeliyiz. Aksi halde yastık ve yorganı alan gurbetin yolunu tutar. Anadolu’dan göç başlar. Ovalarımız ve vadilerimiz tilkiler, çakallar, kurtlar ve farelerde dolar taşar. Ovalarımız ve bağlarımız sahipsiz kalmasın. Mezar taşları gurbette vuslat aşkıyla gözünüzde tütmesin. Çeşmelerimiz öksüz kalmasın. Bağlarımız viran olmasın. Kahramanlar yurdu öksüz ve başsız kalmasın. Yiğitler diyarı boş kalmasın.
YUSUF UZUN
İSTKOP GENEL BAŞKANI