MAKRO DENGELER STABİL
Son yıllarda dünya ülkelerindeki makro dengelerde inişli çıkışlı hareketler gözleniyor. Ülkeler hızlı değişim gösteriyor. Siyasi hamleler ve olaylar arka arkaya sıralı geliyor. Bir çok ülke ekonomik politikaları uygulamakta güçlük çekiyor. Halkın taleplerini yerine getirmekte bir hayli hükümetler zorlanıyor.
Avrupa ülkelerinde ekonomik gerileme, parite farklılıkları , ekonomik krizler, düşük büyüme rakamları , siyasi gerilim atmosferi ,birliğin fiziksel yapısı ve Yunanistan krizle başka olmak üzere negatif etkisini yavaş yavaş kaybediyor. Güven ortamı ve siyasi istikrar ekonominin canlanmasına ivme katmıştır. Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasındaki siyasi gerilim atmosferi azda olsa indirgenmiştir. Dış ticaret faaliyetlerimizde bir artış ve hızlanma görülmektedir.
Orta doğu ülkelerindeki siyasi istikrarsızlık yerini bu yılda koruyacak gibi görülüyor. Dış ticaret hedeflerimizde ve pazar payımızda ciddi düşüş görülebilir. Körfez ülkelerinde barış durumu henüz gerçekleşmedi. Komşu ülkelerle olan siyasi ve ticari ilişkilerimiz henüz tam olarak icra edilemiyor. 2018 yılında sınır boylarında askeri operasyonlar devam edecektir. Körfez ülkelerinde ihracat payımız kayboluyor. Gerilim yaşadığımız ülkelerdeki potansiyelleri Avrupa ülkeleri kapıyor. Büyük yatırımları başka ülkeler elde ediyor.
Dünya pazarlarında Çin hızla ilerliyor. Çin’in rekabetçi ve büyük istihdam gücü gelişmekte ve gelişmiş olan ülkeleri ısırıyor. Düşük fiyatlarla dünya pazarlarını her geçen yıl ele geçiriyor. Bir çok ülke Çin’le rekabet edemez duruma geldi. Dünyadaki artan enflasyon ve kur farklarıyla birlikte zorluk çeken üreticiler serbest ekonomi piyasasıyla ithalata bağımlı kalıyor. Böylece yerli üretimler iflasın eşiğine gelebiliyor. Maliyetlerin artığı bir ortamda kar marjları sıfır noktasına geriliyor. Sermaye sahipleri üretmekten vazgeçerek sabit gelirler getiren kaynaklara yöneliyor. Önümüzdeki yıllarda ticaretin yönü emlak, konut, hizmet, borsa, bankacılık, faiz ve avm’ler kayacaktır. Yatırımlar risk derecesine göre oluşacaktır. Sermaye sahipleri büyük işçilik maliyetlerinden ve sorumluluklarından kurtulmak için rahat fırsatlar peşindeler. Ülkemizde faaliyet gösteren bir çok yabancı sermaye bu ideoloji ile hareket ediyor. Büyük kaymakları ve payları yabancı yatırımcılar elde ediyor. Ülkemizdeki yabancı sermaye üretmeyi değil sabit getirisi olan fırsatlara yöneliyor.
Dünya ekonomisindeki resesyon , devalüasyon ve enflasyon oluşumu kalkınma hızlarını düşürmüştür. Ülkemiz acısından bakıldığında mevcut durumun pozitif olduğunu görebiliriz. Makro ve mikro dengeler içerisinde büyük negatif unsurlar görülmemektedir. Askeri operasyonlarla birlikte ekonomide bir iyimserlik havası oluşmaktadır. Yıl ortasına doğru hareketlilik görülebilir. Böylesine sıkıntılı bir ortamda enflasyon bazında bir rakamlarda ilerleme oluşacaktır.
2018 yılın ocak – şubat aylarında 40 milyar 460 milyon dolar ithalat yapıldı. 2018 yılında ocak – şubat aylarında toplam 25 milyar 348 milyon dolar ihracat yapıldı. Bu pay içerisinde muaf ihracat rakamı 268 milyon dolar olarak hasıl oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 70% civarında oluştu. Cari açık 60% seviyesinde. Dış ticaret hacmi son 2 ayda 65milyar 808 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat rakamı 159 milyar seviyesinde gerçekleşti.
Genel anlamda Avrupa ülkelerine ihracatımız ilk sırada yer aldı. İstihdam rakamlarında düşükte olsa ilerleme görülüyor. İşsizlik oranında düşme gözüküyor. Sanayi üretiminde 10 % artış saplandı. Dolar kurunda ani artışlar görülmüyor. Belirli seviyeyi koruyor. Faizlerde aşağı yönde hareket söz konusudur. Büyük yatırımlar hızla devam ediyor.
Ancak tarım ve hayvancılık konusundaki gerilim ve negatif tablo hala güncelliğini koruyor. Şeker fabrikalarının özelleşmesi ve hayvancılığın yarattığı sıkıntılar giderilmedi. Turizm sektöründe bu yıl artış olabilir. Ancak diğer ülkeler bazında bakıldığında fahiş fiyatları maalesef görülüyor. Bu yüksek fiyatlar dolayısıyla kendi vatandaşlarımız ciddi tatil masrafı bir hayli yüksektir. Moteller ve hoteller yüksek fiyattan rezervasyon yapıyor. Konaklama ücretleri yüksektir.
2018 yılında makro ve mikro dengeler stabil bir görüntü çizecektir. Dış ticarette enflasyon bazında veya 10-15 % oranında bir ilerleme tahmin etmekteyim. Kur farkları aynı düzeyde kaldığı sürece veya ani artışlar olmaz ise tablolar pozitif yönde gerçekleşecektir. Siyasi gerilim minimum düzeyde mücadele maksimum seviyede olmalıdır. Kararlı ve azimli bir şekilde yolumuza devam etmeliyiz. Yılmadan menzile ulaşmalıyız.