Her anlamda sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Derin siyasi ve ticari koşullardan ve şartlardan geçiyoruz. Her kesim ağır faturalar ve bedeller ödüyor. İçten ve dıştan politik ve dahi ekonomik sorunlar ;kocaman bir yumak haline geldi. Meseleyi çözmek için alınan önlemler ve uygulamalar adeta Arap saçına döndü.
HÜKÜMETİN YÜKÜ AĞIR…
Her sektör bir çıkış yolu arayınca, siyasal hükümetin sırtına ağır sorumluluklar yüklendi. Bu yükümlülükler ve sorumluluklar ; hükümeti her geçen gün köşeye sıkıştırıyor. Reel sektör ile hükümet ; çözüm ve çare bulmakta zorlanıyor. Ekonomik krizi en az zararla atlatmanın yolu ve yöntemleri üzerinde hamleler , teoriler üretiliyor.
EKONOMİK SORUNLAR ARTTI..
Dövizin aşırı yükselişi tüm sektörleri vurdu. Dış borç yükü reel sektörü derinden etkiledi. Maliyetler ortalama 45% arttı. Fiyatlar alabildiğince yükseldi. Halkın alım gücü düştü . Enflasyon yurdu sardı. Tüketici kesim inim inim inledi. Dolar borcu olanların beli büküldü. Böylece üretim sektörü büyük yara aldı. Üreticinin rekabet gücü kayboldu. Üretim ve satış hacimlerin düşmesiyle birlikte ; likidite sorunu sanayiciyi krizin eşiğine getirdi. Sanayici yüksek faiz ve finansman maliyetlerinden dolayı perişan duruma düştü. İş dünyası büyük ekonomik hasarlarla karşı karşıya geldi. Yurt dışlarından alınan siparişlerin bir çoğu tedarik edilemedi. Maliyet bazında satışlar yapıldı. Kar marjları suya düştü.
Türkiye’nin ekonomisine öncülük ve liderlik yapan dev holdingler ve şirketler konkordato’ya başvurdular. Üretimler giderek azaldı. İstihdam düştü. İşsizlik oranlarında artış görüldü. İşçi maaşlarında ertelemeler oluştu. Son çeyrekte üretim kapasitesi daha düşerek sıkıntılı günler tüketicileri bekliyor olacak.
İHRACAT ŞAHLANMADI…
Toplam 10 aylık ihracat rakamı 138 milyar 455 milyon dolar oldu. Toplam ithalat rakamı 190 milyar 413 milyon dolara ulaştı. Toplam dış ticaret hacmi 328 milyar 868 milyon dolar oldu. Bu yıl sonu itibariyle ulaşılan ihracat rakamı ,2014 yılında ulaşılan 157 milyar dolar ihracat rakamının düzeyinde görülüyor. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen hacimsel ve rakamsal olarak reel artış yok. Hatta nominal artış dahi görülmüyor. Enflasyon ve üretim maliyetlerinin aşırı yükseliş oranı dahi , ihracat üzerinde pozitif etki yapmamış. Her yıl enflasyon oranlarının altında üretim; hacimsel olarak düşüş göstermiştir. Ulusal kanallarda bahsedildiği gibi bir tarihi artış ve yükseliş asla yok. Yalan haberlerle algı operasyonları yapılmakta. Gerçeklerin üzeri kapatılmakta. Bir nevi seçim öncesi pozitif hava oluşturulmaktadır.
EMEKLER BOŞA GİTTİ…
Tablo incelendiğinde gerçekler birer birer görülebilir.2019 yılın da değirmenci dayı çalışmayacak, boşa kürek sallayacak, çarklar dönmeyecek, oluklar suyla dolmayacak, un üretimi olmayacak ve ekmek aslanın midesinde olacak gibi görülüyor. Bunca emekler ziyan oldu. Dış borç yükü ödenmeden, üretim desteklenmeden, ihracat cazip kılınmadan , ithalata kota konmadan, tasarruflar olmadan ,yolsuzluklar engellenmeden , tarım canlanmadan ve hayvancılık şahlanmadan sıkıntılardan kurtaramayız. Üretmeyi , hem de çok üretmeyi öğrenmeliyiz. Bu öneriler dikkate alınmazsa ülkemizde daha çok Hüsniye’ler aç kalır.