PİYASALARDA VOLATİLİTE SÜRÜYOR.....
Küresel ekonomide oynaklık ve dalgalanma devam ediyor. Türkiye'de sular durulmuyor. Zamlar yağmur gibi yağıyor.
Dünyanın gündemi ticari savaşları ve ekonomik krizler. Her ülke üzerine düşen kar ve zarar payını ziyadesi ile alıyor. Ambargolar, yaptırımlar ve siyasi baskılar bir çok ülkenin yönetimlerini ve düzenini iyice bozdu. Ülkeler arası işbirliği ve siyasi ilişkiler koptu. Tarihi ,ticari ve kültürel bağlar zayıfladı. Dostluklar bitirildi. Bana sorarsanız : son 100 yılın en bunalımlı günlerini yaşıyoruz.
Türkiye bölgesinde ve dünyada yükselen hatta yıldızı parlayan bir ülke konumunda iken ; makro dinamik güçleri bir anda itibarsızlaştı / zayıflatıldı. Türkiye dış politikada yalnızlığa kendi eliyle gitti. Ülke tarihinde en büyük zararı gördü. İktidar iç ve dış sorunlara karşı yetersiz kaldı ve çare üretmekte zorlandı. Hükümetin ekonomik politikaları ekonomik krizi ve felaketi doğurdu.
Küresel ekonomiye yön veren ABD , sıkı para politikası izledi. Faizler artırıldı. Sıcak paralar gün ve gün ABD bono ve tahvillerine döndü. Dolar global piyasalarda güçlendi. Dünyada emtia ve enerji fiyatları arttı. Gelişmekte olan ülkelerde enflasyon ve maliyetler tırmandı. Gelişen ülkelerde cari açık arttı. Faizler ardı ardına yükseldi. Yatırımlar durdu. Finans maliyetleri yükseldi. Kur farkları ,konkordato ve iflası getirdi. İstihdam oranları açığı indi. İşsizlik her yıl arttı. Gelişen ülkelerin milli gelirleri dolar karşısında eridi. Son üç yılda en büyük zararı Türkiye gördü. Endeksler olumsuz yönde etkilendi. Bu durum ;kırılgan bir ekonomik yapıya sahip olmanın, üretmeden tüketmenin bir sonucuydu.
Fed , 11 yıl sonra ilk kez faiz oranlarını 2- 2,25 olarak geriye çekti. Küresel ekonominin durağan olması ve enflasyonun düşme eğilimi baz alınarak ;küresel piyasalara yumuşama sinyali verildi. Finans fonları, yatırımcılar ve sıcak paranın akışının orta vadede etkisi görülebilir. Fed faizleri aşırı indirirse; finans araçları faiz oranları yüksek ülkelere doğru kayabilir.
Merkez Bankası ve Fed aynı anda faizleri düşürmesine rağmen Dolar/TL değişim olmadı. Normal şartlarda Fed veya Merkez Bankası faizleri indirirse dolar düşer. Dolayısıyla TL değer kazanır. Maalesef TL’de aşırı bir değerlenme izlenmedi. Dolar /TL ‘’volatilite’’ değişimi az oldu. Simsarların beklediği ‘’oynaklık’’ yaşanmadı. Aşırı bir dalgalanma görülmedi. Kısacası Türkiye lehine bir olumluluk yine olmadı. Bunların reel sebebi dış borcun kur üzerine olan aşırı baskısı ve döviz talebinin yüksek olması.
Genellikle belirsizliğin arttığı dönemlerde ‘’volatilite’’ yüksek olur. Türkiye’nin küresel piyasalardaki risk priminin (CDS) yüksek olması volatilitenin olacağının net göstergesidir. Son çeyrekte SWAP işlemlerinde aşırı volatilite olabilir. Döviz işlemlerinde bir dalgalanma olasılığı çok yüksek. Güvensizlik ve belirsizlik dalgalı kur sisteminde risk severlerin iştahını kabartıyor.
Bu gelişmelere baktığımızda ; Türkiye’nin yeni bir rota ve yol çizmesi gerekir. Ekonomik politikalarını ülkenin gerçek potansiyellerine göre dizayn etmesi gerekir. Korumacı ve tutucu bir siyaset izlemeli. İç ve dış güvenliğini sağlamlaştırmalı. Ulusal güvenliğimize yönelik işlemlerde gizlilik prensibini ihmal etmemeli. Her şeyi her yerde ifade etmemeli.
Bu topraklara olan fayda bu ülkenin insanından gelir. Başka kimseden fayda gelmez. Elimizdeki kuruşun dahi hesabı yapılmalı. Dalgalı kur sisteminin zararları, cari açık, enflasyon büyüme ve üretime yönelik rasyonel politikalar yürütülmeli. Vatandaşlık, toprak satışlarından ve yabancı hayranlığından derhal vazgeçilmeli. Ülkemiz yol geçen hanına döndü. İpini koparanlar soluğu burada alıyor.
Ak Partinin en büyük hatalarından birisi insi ve cinsi bilinmeyen milyonları bu topraklara getirerek çaktığı kazıktır. Öyle bir dönem yakında gelecek ki , yabancılara dua edenler bela okuyacak. Beddua edecek.