FİGÜRANLAR BAŞROLDE!

Büyük oyunda yine figüranlar başrolde... Coğrafyamızda büyük olaylar ve gelişmeler yaşanıyor. Yeni senaryolar çiziliyor. Hedefler tayin ediliyor. Çeşitli dengeler kuruluyor. Emperyalist güçler dünyanın ekonomik ve siyasi sınırlarını çiziyor...

SİYASİ KUMPAS AYARLARI

İslam coğrafyası felaketin eşiğinde yay gibi uzayıp kısalıyor. Sınırlarımız ateş topuna döndü. Volkan gibi her yerden şiddet patlıyor. Çatışmalar yükseliyor. Figüran liderler ve gruplar emperyalistlerin çarkını döndürmek amacıyla başrol oyuncularına alet olmak için yarış halinde. Coğrafyamızın temel dinamikleri çöktü. Dünyanın siyasi ve iktisadi kumpas ayarları bozuldu. Tokmağın ölçüsü kaçtı. Topuzun değmediği yer kalmadı. Emperyalist ve siyonist güçlerin elinde Ortadoğu ve Akdeniz   düven gibi sürülüyor. Devletler parçalanıyor ve bölünüyor. Dünyanın siyasetini ve ekonomisini yönlendiren güçlerin açtığı; savaşı, şiddeti  ve felaketi en güzel ifade eden söz “atlar tepişirken arada eşekler ezilir’’ sözüne sadık kalınarak zayıf ve masum insanları iflahı kesiliyor.

DEĞERLER BALON OLDU!

Siyasal iktidar yılanların ortasından sıyrılmaya çabasında. Kim kimle dans ediyor belli değil. Ucube sistemin aktörlerinin yönleri ve politikaları bir çıkmazın eşiğinde. Politikalar 7 başlı ejderhaya döndü. Devlerin dansı nerede, ne zaman son bulur bilinmez. İnsanlık şeytan ABD’nin haksız, vicdansız ve ahlaksız politikalarına gebe kaldı. Köpekler kobra gibi saldırıyor. Herkes paçayı kaptırmış köpeklere. Fikirsizler ve akılsızlar saldırılar karşısında ne ittifak, nede birlik olamıyor. Bu nedenle yıkılmak, yenilmek ve kaybetmek mukadder oluyor. İşleri kadere bağlamak kolaycılığın ve mantıksızlığın neticesi.

SİYASİ BADANACILAR...

Dış cephede bataklık derinleşirken, iç cephede sular durulmuyor. Siyasi tartışmalar, dalaşmalar ve karalamalar sürüyor. 15 Temmuz darbe girişimine yönelik siyasi ayak tartışması; iktidar ve muhalefet tarafından karşılıklı suçlamalar ile hızla devam ediyor. Millet ve cumhur ittifakı taraftarları birbirlerine düştü. Siyasi ayak devleşti. İthamlar 7 başlı canavara dönüştü. Siyasi ayak siyasetçilerin kumpas ayarlarını iyice zedeledi. Partiler öç ve intikam politikası izliyor. Kimse “Ayranım ekşi” demiyor. Kime dokunulsa kendini kardelen zannediyor.

TORNACILAR İŞ BAŞINDA!

İlker Başbuğ’un haklı çıkışı siyasileri birbirine düşürdü. Politik infial yarattı. Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan kanunu işaret eden Başbuğ; siyasi ayak tartışmasını buraya taşıdı. Kanun değişikliği ile yüzlerce askerler, subay ve generaller  mağdur edildi. Mahkum oldular.

Atamalar yapılmadı. Kumpas tezgahı darbe hazırlıklarının temelini ve zemini sağladı. Ne hikmetse kol kola yürüyenler tertemiz. Ama nerede çaycı, çorbacı, hancı, hamamcı, esnaf ve öğretmen... vatan haini oldu. Darbeye çanak tutanlar suçsuz, Gülen’e  methiyeler ve şiir okuyanlar serbest. İğneyi kendisine batıramayan iktidar, çuvaldızını muhalefete batırıyor.

Örneğin meclis kürsüsünde Kamer Genç’e yürüyenler günümüzün en büyük suçlusu. Prof Dr. Necmettin Erbakan’ı dinlemeyenler masum değil. Siyasi ayak araştırmasına mecliste ret oyu verenler, millet nezrinde mesul. Ancak Hak şaşmaz. Adalet yerini bulur. “Mazlumun ahı gün geldiğinde indirir şahı”. Geçmişte dua alan bir iktidar, şimdi beddua alıyor ise, düştüğü girdap ve bataklıktan kendisi çıkmak zorunda. Suçlu arayanlar önce etrafına sonra aynaya baksınlar yeter...

Allah kaza, bela ve musibetlerden ülkemizi ve milletimizi korusun. Birlik ve beraberliğimiz daim olsun. Devletimize zeval gelmesin. Su, akar çatlağını bulur. Sözün özü Allah bizi figüran oyuncuların gazabından korusun...