05 Temmuz 2019, 10:37 tarihinde eklendi

KUR'AN ÜZERİNE TARAFSIZLIK YEMİNİ

KUR'AN ÜZERİNE TARAFSIZLIK YEMİNİ

BOY VE NAMAZ ABDESTLİ KUR’AN ÜZERİNE TARAFSIZLIK YEMİNİ.....

  Tüm siyasal partiler iktidara büyük vaatlerle geldiler. Büyük konuştular. Büyük söz söylediler. Yemin  ettiler  Ant içtiler. Halka hizmeti hakk’a hizmet diye meydanlarda savundular. Haksızlıklara ve yolsuzluklara karşı mücadele için şeref ve namus sözü verdiler. Adalete , demokrasiye ,hukukun üstünlüğüne, eşitliğe, özgürlüğe ve insan haklarına sadık kalacaklarına yemin içtiler. Tarafsızlığı halk huzurunda beyan ettiler. Fakat  tüm iktidarlar, çoğu defa  ne yeminlerine nede vaatlerine uymadılar. Hepsi nefislerine ve şeytana uydular. İblisle dost oldular.  Haramlar, yolsuzluklar ve beytül mal onlara  lezzetli , izzetli ve şerbetli geldi. Hırsızlık ve çalma cazibeliydi. Koltuğa oturanların dilleri  ve kalpleri başka telden çaldı. Dürüst ve iyi niyetli olan iktidarların ömrü kısa sürdü. Şerre bulaşan iktidarlar uzun süreli ve kalıcı oldu. Milleti  algılarla , korkularla, baskılarla , yanıltılar ve aldattılar. Diğer bir zaviyeden baktığımızda, siyasetin içinde çok tatlı ve nefsi kabartan unsurlar  insanları esir aldı.

Dini değerlere ve hukuk kurallarına karşı notumuz milletçe çok düşük.. Fiiliyat zayıf. Gösteriş ve poz vermekte başarı yüksek. Ak Partinin yarattığı toplumsal bir çözülme ve çöküntü var. Toplum edep , ahlak ve haya kavramlarında geriledi. Yöneticilerin basiret eksikliği  cemiyete sirayet etti. Toplum baştan koktu.

Son dönemlerde bölgesel ve iller bazında ayrışma yaşandı. Bazı Trabzonlu ve Rizeli  kişiler hak etmedikleri görevlere taşındı. Nedendir bilinmez; ehliyet ve liyakat yerine sadakat ve yağcılık öne çıktı. Temsilde eşitlik ilkelerine hiç uyulmadı. Ülkenin,  81 ilden ibaret olduğu resmen inkar edilircesine, diğer illere temsil eşitliği verilmedi, yok sayıldı. İBB kadroları ve devletin kurumları ve bakanlıklar Trabzonlu ve Rizeli kişilerle doldu taştı. Yurttaşların Trabzon ve Rize’ye bakış acısı ciddi olarak değişti.

Bunun  sebebi Ak Partinin Trabzon ve Rizelilere sürekli yardım ve prim vermesi. Ak Partinin liyakat ve temsilde adalete ve  eşitliğe riayet etmediğinin bir göstergesidir.  İktidar toplumsal eleştiri  ve  itirazlara rağmen ayrımcı politikalarını sürdürdü.

Partili cumhurbaşkanlığı yönetiminin bir ucube sistem olduğunu defalarca yazdım. Ki, Türkiye henüz buna hazır değildi. Tek adam modelinin yürümeyeceğini ve başarılı  olamayacağını sıkça ifade ettim. Sistem yanlış temel üzerine bina edildi, Bu sistem demokrasiyi , parlamentoyu ,yasamayı ve yargıyı saf dışı bıraktı. Ülkenin önünü kapattı.

Cumhurbaşkanın taraflı olduğu bir ülkede  demokrasi , cumhuriyet  ve  adalet olmaz. Hukukun üstünlüğü suya düşer. Yargı bağımsızlığı iflas eder. Refah ve huzur ortamı bozulur. Kaos ve kriz ortamı oluşur. Toplumsal bir gerilim yaşanır. Umumi depresyon çıkar. İntihar , kavga ve çatışma zemini büyür. Bireyler arası gruplaşma ve ayrışma artar.

Ülkenin parlamenter sisteme acil dönmesi ve yeni evrensel anayasayı oluşturması şart. Cumhurbaşkanının yemin metni  kesin değiştirilmeli. Aşağıdaki metne ilave yapılarak , kutsal kitap üzerine el  basarak  vallahi, billahi ve tallahi diyerek  81 milyonun huzurunda  yemin etmesi şart. Yemin bozulduğu veya uyulmadığı takdirde yargılama şart olmalı. Bunu ülke ve millet olarak başarır isek ; dünyanın en gelişmiş 10 ülkesini yakalarız. Aksi halde bir ileri  , iki geri yaparız.   KPSS sınavlarına mülakat konularak ayrımcılık oluştu ve haksızlık işin içine girdi. Hak ettiği halde işe alınmayanların göz yaşları ne olacak? Binlercesi parti yönetimlerinde çalıştı.  Ancak maaşlarını belediyelerden aldılar. Onlara göre maaşlar helal ve caiz.

“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *