SİYASİ KUTUPLAŞMA ARTIYOR, DÜRÜST VATANDAŞ DIŞLANIYOR…

 Mataryalist  ve emperyalist düşünce tarzı , çatışmacı ve kavgacı iklimi toplumda hakim kılıyor . Belli bireylerin zenginleşmesi  ve sosyal refahın artması sınıfsal kast sistemini oluşturuyor.  

      Yakın çevreye ve çakal zihniyete ödül veriliyor… 

       İyiler ve namuslu vatandaşlar değil  kötü insanlar  tercih ediliyor. 

  Oy ve irtifa kaybı artıkça artıyor. Polyanacı bir hal ile kendi çaplarında mutluluk oyunu oynamaya devam edenler zaten belli. Makamlar elden gidince asıl değerleri ortaya çıkacak. Toplum içinde o zaman asla huzur bulamayacaklar. 

Güçlünün üstünlüğü ve servet bağımlılığı sosyal yapıyı derinden etkiliyor. Milletler düşünce ve inanç değerlerine göre şekillendiriliyor. Din , dil ve ırk üzerinden ayrıştırılan topluluklar  kullanılmaya uygun büyük  potansiyel kitle sayılıyor.  

Bireylerin düşünce fikrine göre şekillenen siyasi partilerde  söylemler  ve eylemler en büyük prim görülür. Kitlelere ulaşmanın en basit yöntemi siyasi kutuplaşma ve gruplaşma üzerinden yapılır. Bölgesel ayrımcılık ve mezhepçilik, hizipçilik ve dini  tarikatlar altın değerinde görülür. Çıkar ve menfaat üzerinden hedef kitlesi tayin edilir.  

Toplumsal kutuplaşmanın en yoğun görüldüğü yer siyaset ve medya alanıdır. Partiler arası kutuplaşma ve ideolojik düşünce sistemi büyük bir argüman. Ruh halinize uygun siyaset yapanlar ve fikirlerinizi onaylayan haberler dinlediğinizde;  radikalleşme ve gruplaşma şekilleniyor. Muhalif görüşler üzerinden zıtlaşma ve ötekileştirme iklimi doğuyor. Partiler arası  fikir ve düşüncelere itiraz etmek düşmanca algılanıyor. Karşıt görüşleri yetersiz ve ahlaksız olarak görme eğilimi ortaya çıkıyor. Tahammülsüzlük şiddetleniyor. Nihayetin de toplumsal gerilim politikasından fayda üretiliyor. 

İnsanlar, ortak bir kimliğin çatısı altında toplanmasıyla,  aynı  fikir ve düşüncede  olan kişilerle uyumlu bir biçimde radikalleşiyorlar 

Kutuplaşmanın baş rol aktörü Türkiye’de  siyasi partilerden kaynaklanan argümanlar ve politikalar ile oluşuyor. Ezberletilmiş cümleler ve kalıplaştırılmış kavramlar ile sağcı, solcu , radikal , dindar ,yobaz, şeriatçı, tarikatçı, Türk , Kürt, ve  Kemalist diye kutuplaşmanın önü açıldı. Alevilik , Sünni  ve dini tarikatlar üzerinden en büyük siyaset kavgaları ve tartışmaları yapıldı. Bu unsurlar partilerin  oy deposu olarak görüldü. Nabza göre şerbet bir anlamda servis edildi. 

 Demagoji ve ironi Anadolu coğrafyasında avam tabakası için kullanılan en büyük ve en  tehlikeli silahı oldu. Toplumsal araştırma, sorgulama ve eleştirilerin önü kapatıldı. Felsefe ve mantıksal düşüncelere ket vuruldu. Eğitim ve öğretimin düşük olduğu bölgelerde biat ve itaat kültürü empoze edildi. Siyasi partiler için cahillik vazgeçilmez  bir fırsat. Cahilliği kullanmak bir sanat sayıldı.

Cahilliğin çoğalması,  iktidar partilerinin devlet kaynaklarını sömürmesine ve uzun süreli iktidarda kalmalarına büyük bir sebeptir. Siyasi şovlar cahillik üzerinden taşınır. Cahillik toplumsal bir kanser, milletlerin kronik hastalığıdır.   

 Kutuplaşan toplumlarda refah ve huzur asla hakim olamaz. Kavga ve şiddet hiç bitmez Hukuksuzluklar ve yolsuzluklar prim yapar. Adalet ve ahlak yok olur. Güç kral olur. Çakallar aslan kesilir. Tilkiler meydanlara iner. Münafıklar dindar rolü oynar . Kurtlar ovalara yerleşir. Vasıfsızlar ve kul hakkı yiyenler kurumlara dolar . Devleti babalarının mülkü zannederler.   

 İtibar suikastı  yaparak ayakta kalma savaşı verenler ,  gerçekte şeref yoksunu, kaypak  ve dahi ahlaksızın önde gidenidir. İnsanlara attıkları her iftiranın her türlüsünü eylem olarak yapanlar bu şeref yoksunları. Bulundukları kurumları arpalık olarak sürekli talan ederler.